Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde sel felaketinin yaşandığı gün yardım çağrısı yaptığı videoyla gündeme gelen Kübra Çelik, komedyen Kaan Sekban’ın Instagram hesabından yaptığı canlı yayına konuk oldu.
Twitter hesabından da sel mağduru Çelik ile yaptığı yayının bir kısmını paylaşan Sekban, “Doğma büyüme Bozkurt’lu olduğunu söyleyen 26 yaşındaki kardeşimiz Kübra Çelik’le yaptığımız instagram yayınında kendisi yaşanan felaketten kısa süre önce HES’te çalışanların polisi ve yöre halkını arayarak insanları uyardığını söyledi. Yayının tamamı instagram hesabımda kayıtlı” ifadelerini kullandı.
Bunun bir sel baskını olmadığını söyleyen Kübra Çelik yaptığı açıklamada, olayın üstünü kapattığını söyleyen Kastamonu Valiliği’ne çağrıda bulundu.
Çelik, “insanlarımızın cesetleri Abana’nın sahilinde, ağaçların kütüklerin arasında duruyorlar. Şu an canlı olabilir diye aradıkları yüzünden cesetlerimiz bile toplanamıyor. Yüzlerce değil ya belki 4 bin kişiden bin kişiyi kaybettik. Dörtte birimiz kayboldu bizim” dedi.
“BUNA SEL BASKINI DEYİP GEÇEMEZSİNİZ”
Çelik’in konuk olduğu yayında yaptığı açıklamaların bir kısmı şöyle;
“Biz balkondayken polis arabaları buradan geçmeye başladılar. Anons verilmiş ama elektrikler kesik olduğu için belediye hoparlöründen bir anons geçilmedi. Aşağıda, çarşı içerisinde herkese arabalarını çekmesi söylenmiş. Çarşamba günü 12 sıralarında, olay yaşanmadan bir saat önce. Yukardan, HES’te çalışan birileri arayıp ‘kaçın canınızı kurtarın, burası patladı’ diye haber geliyor. Kim neden yalan söylesin, HES’te çalışan niye böyle bir şey söylesin, polisler neden baraj patladı desin? Buna sel baskını deyip geçemezsiniz.
DÖRTTE BİRİMİZ KAYBOLDU
Bartın’da da görüyorum. Allah herkese yardım etsin, gerçekten zor. Orada mesela 300 metreküp düşmüş metre başına, burada 126 metreküp düşmüş metre başına. Haberleri dün akşam ancak izleyebildim. Yani 126 metreküpte bu şekilde oluyorsa, 300 metreküp hali görüldü. Orada buraya göre hasar yok. Hasarın büyüğü küçüğü olmaz ama bizim ilçemiz yok oldu. Göz görmeyince size ne anlatsam sanki anlatamadığımı hissediyorum. Bunun üstü kapatılmasın. Bunun üstünü kapatan Kastamonu Valiliği açıklama yapmış. Oraya da sesleniyorum, akşam da sesleneceğim. Buradaki olaya sel baskını olarak onay vermişl
er. Bu bir sel baskını değil, bunun kimse üstünü bu şekilde örtbas edemez. İnsanlarımızın cesetleri Abana’nın sahilinde, ağaçların kütüklerin arasında duruyorlar. Şu an canlı olabilir diye aradıkları yüzünden cesetlerimiz bile toplanamıyor. Yüzlerce değil ya belki 4 bin kişiden bin kişiyi kaybettik. Dörtte birimiz kayboldu bizim. Eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, komşumuz, hısmımız herkes gitti! Artık gözpınarım kurudu. Anlatmaya dermanım kalmadı artık Kaan bey. Ne olur sesimizi duyun! Bakın tır tır yardım geldi, Allah herkesten gani gani razı olsun. Ben kendim için zaten bir şey istemedim, istemiyorum. Benim başım kuru, ben evimdeyim ama tahliye edilenler ne durumda? Herkes çoluğuyla çocuğuyla gitti. Çocuğu olanlar bilir, bez yetişmiyor mama yetişmiyor. Hele ki bu şekilde ne yapıyorlar bilmiyoruz. Aklımız onlarda kendimizde değil. Biz bir şekilde idare ediyoruz, daha da ederiz.”
Kaynak: Cumhuriyet